Gönüllük Nedir, Denetimli Serbestlikte Gönüllük, Gönüllü Çalışmanın Şartları, Gönüllü Çalışmak İsteyenler Hangi Büroda Çalışır, Kimler Gönüllü Çalışan Olabilir? Sorularının cevaplarını bu yazımızda vermeye çalışacağız. Manevi olarak sizleri etkileyeceğini biliyor ve bu makalemizi siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Ülkemizde kadrolu işçi ve memur sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Nüfus oranına bakıldığında dünyada en çok kadrolu işçi ve memur barındıran ülkeler arasındadır. Böyle olunca devlet olarak hizmet sektörü hayli maliyetli olduğunu söyleyebiliriz. Hatta devletimizin en çok para harcadığı konulardan birisi de insan kaynakları maliyetidir. Bizde bu kadar maliyetliyse bizden daha nüfusu kalabalık ülkeler ne yapıyor? Örneğin 300 milyonu aşkın nüfusu ile Amerika; 1 milyar nüfusu ile Hindistan; 1 buçuk milyar nüfusu ile Çin işçi ve memur maliyeti inanılmaz derecede olsa gerek değil mi? Aslında düşündüğümüz gibi değil. Çünkü gelişmiş ülkelerde Sivil Toplum Örgütleri ve gönüllü olanların çalışmaları devletin kurumlarına önemli destekler vermektedir. Bazı Sivil Toplum Kuruluşları resmen kamu kurumlarının içinde büro gibi çalıştığını biliyoruz. Bu kuruluşlar kamu kurumlarına önemli destek olurken kamunun ulaşmakta zorluk çektiği alanlara ulaşarak önemli hizmetler vermektedir. Örneğin Avusturya’da 1978 yılında kurulan Weisser Ring (Beyaz Halka) kuruluşu bunlardan bir tanesidir. Suçtan mağdurlara yardım ve suçu önleme üzerine çalışmaları neredeyse tüm Avrupa’yı sarmış durumdadır. Bu gibi örgütlerde neredeyse tamamı gönüllüler üzerinde ilerlemektedir. Gönüllü çalışmalar ise kamu maliyetini önemli derecede düşürecektir.

Peki ülkemizde gönüllük esası ile çalışan kurumlar yok mu? Elbette var. Bunlardan bir tanesi de denetimli serbestlik kurumlarıdır. Elimizde resmi veri yok ancak gönüllü sayısının oldukça az olduğunu düşünmekteyiz. Denetimli Serbestlik Hizmetleri kamu kurumundan çok sivil toplum örgütü gibi çalışsa şuan ki başarısını kat be kat artıracağını düşünüyoruz. Aslında yasa koyucu gönüllü çalışmaların artması için Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğine dahi koymuştur. Bu yönetmeliğin 54/7 maddesinde “Gönüllülerin çalışmalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için onları hizmete teşvik edecek ortam müdürlük tarafından sağlanır.” denilmektedir. Böylece denetimli serbestlikte gönüllü çalışmak isteyen kişilerin önünü açmış ve işini kolaylaştırmıştır. Gelişmiş ülkelerde emniyet hizmetlerinden tutun eğitim hizmetlerine kadar birçok alanda gönüllü çalışanları görebiliyoruz. Bu gönüllü çalışanları toplumun her kesiminden olabiliyor. Ev hanımı, kasiyer veya bir öğretmen hizmet verebileceği sektörü seçerek gönüllü çalışmalara destek olmaktadır.

Oysaki denetimli serbestlik sisteminin özünde zaten gönüllülük esası vardır. 08.00 ile 17.00 arası mesai mevhumu güderek bu hizmetleri yerine getirmek mümkün değildir. Çünkü toplumun ve bireylerin korunması belirli saatler arasına bağlı kalarak gerçekleşmesi zordur. Denetimli Serbestlikte çalışanlar hepsi fakülte mezunu, güzel giyinimli, alçak gönüllü ve yardım etmeye seven donanımlı gençlerden oluştuğunu biliyoruz. Ancak şüpheli, sanık, hükümlülerin topluma kazandırma çalışmaları sadece bu insanların üzerinde ilerlemesi doğru değildir. Çünkü bu hizmetin manevi ağırlığı çok fazladır. 100 kg ağırlığı bir kişiye yüklediğinde kaldırması zordur. Ancak bu ağırlığın altına birkaç kişi girdiğinde ise işler daha kolaylaşacaktır. İşte denetimli serbestlikte gönüllü hizmetleri de böyledir. Neler yapabilirim diye düşünmeyin, mutlaka size göre bir hizmet alanı vardır. Hiçbir hizmet küçümsenmemelidir. Bir suçtan mağdur kişiye yardım etme, suça sürüklenen bir çocuğa rehberlik etme, hükümlülerin iyileştirilmesi için çalışmalara katılma sadece bunlardan biridir. Hatta yapılan bu hizmetlerin karşılığında devletimiz siz her ne kadar gönüllü olsanız da harçlık sayılabilecek ücret takdir edebilmektedir.

Muasır medeniyete ulaşma, güvenli bir toplum oluşturma ve insanlara umut vermek için tüm vatandaşlarımıza önemli ödevler düşmektedir. Bu ödevlerden biri de gönüllü olarak kurumlarda hizmet vermektir. Hem çalışanları da bu durum mutlu ve işlerine daha motive olacakları da aşikardır. Haydi daha ne duruyorsunuz :)