Yüzlerce kişi sürücü belgesi almak için kursların önünde sıra beklerken bazılıra da sürücü belgelerini teslim etmek zorunda kalıyor. Sürücü Belgesinin Geri Alınması Nedir, Sürücü Belgesinin Geri Alınma Şartları Nelerdir?
Yüzlerce kişi sürücü belgesi almak için kursların önünde sıra beklerken bazılıra da sürücü belgelerini teslim etmek zorunda kalıyor. Sürücü Belgesinin Geri Alınması Nedir, Sürücü Belgesinin Geri Alınma Şartları, Ehliyetin Geri Alınması, Güvenlik Tedbiri Nedir, TCK 53/6, Ehliyetin Geri Alınması nasıl olur, Ehliyetin Geri Alma Süreci Hakkında Son Dakika Güncel Haberleri buradan takip edebilirsiniz.
Çok ilginç bir makale olduğunu okuyunca göreceksiniz. Hukuk içinde bazı standartların oluşması gerektiği fikri aklınızda belirecektir. Bazen farklı uygulamalar adalet duygusunu zedeleyebilir bazen de çeşitlilik adelete güveni pekiştirebilir. Örneğin Amerika'da eyaletler bazı yasaları kendi bulunduğu yörenin özelliğine göre değiştirebiliyor. Mesela evlenmek için bir eyalette en az iki şahit gerekirken bazı eyaletlerde şahitsiz yıldırım nikahı kıyılabiliyor. Sürücü Belgesinin Geri Alınması bir nevi bunun gibidir. Fazla sözü uzatmadan konumuza başlayalım.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ve Ehliyetin Geri Alınması
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde sürücü belgesinin geri alınmasını öngören güvenlik tedbiridir. Herhangi işlenen bir suç nedeniyle mahkemenin topluma ve bireye zarar vermemesi açısından hükümlünün belli hakları kullanmaktan men eder. İşte ehliyetin geri alınması da bu tedbirlerdendir. Sonuç olarak mahkeme der ki "hükümlünün 1 yıl hapis cezasına, 3 ay da sürücü belgesinin geri alınmasına" hükmeder. Peki bunun uygulaması yani infazı nasıl olmaktadır. Aslında bunun cevabı çeşitlidir. Çünkü denetimli serbestlik büroları bu hususta farklı uygulama yapmaktadır. Bu uygulama farklılığının sebebi ise Yargıtay'ın bu konu hakkında farklı görüş irad etmesi, savcılıkların yasayı farklı yorumlamasından, denetimli serbestlik müdürlüklerinde tüm farklı görüşler içinde kendi uygulamalarını ortaya çıkarmasıdır. Peki nedir bu farklılıklar, görelim.
Ehliyetin Hemen Alınması ve İnfaz Süresinin Ehliyetin Alındığında Başlaması
Bu güvenlik tedbirinin infazından en az uygulanan yöntemlerdendir. Bu yöntemin tercih edilmesinin sebebi TCK'nın 53/6 maddesinde "Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer" cümlesinden ileri çıkmaktadır. Kişinin sürücü belgesi alındıktan sonra infazının da başlaması gerektiği düşüncesidir. Sürücü belgesi alındıktan sonra sürenin başlamaması düşüncesi infaz hukuku olarak doğru gelmediği için infaz erkenden başlanmaktadır. Buna benzer uygulamalar az da olsa eskiden uygulandığını düşünmekteyiz.
Ehliyetin Hemen Alınması ve İnfaz Süresinin Bihakkın (Cezanın Tamamen Çektirilmesi) Tahliyeden Sonra Başlaması
Sürücü belgesinin geri alınmasında çoğunlukla uygulanan infaz yöntemlerindendi. Çünkü yasada denildiği gibi "yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar." cümlesi emredicidir.Hükümlü denetimli serbestlik kurumuna geldiğinde ehliyetine el koyulur ama kurum infaz süresini başlatmaz. Çünkü kişi daha hapis cezasını bitirmemiştir. Bitirmiş olsa dahi bihakkın süresi dolmamıştır. Tamamen cezanın infazında ise ehliyetin geri iade süresi daha yeni başlayacaktır. Yukarıda verdiğimiz örnekte ki gibi (1 yıl hapis yatmış ve ardından bihakkın tahliye süresini de doldurmuş) daha kişinin ehliyetinin geri almasına 3 ay daha vardır. Çünkü infaz süresi daha yeni başlamıştır. Aslında bakıldığında en mantıklı uygulanan infaz yöntemidir gibi düşünülse de sonuçta ehliyet sadece araç kullanmaya yaramıyor. Birçok yere girerken kimlik olarak ehliyetimizi kullanmaktayız. Bir nevi kimlik kartımız yerine kabul etmekteyiz. Belki aylar veya yıllar sonra başlayacak infaz süreci bizim kimlik kartı olarak kullandığımız bu belgemizin elimizden alınmasına sebep olması da pek hukuki olmayacaktır. Bu ve buna benzer sebeplerden bu infaz yöntemi hala kullanılsa da ileride raf ömrünü tamamlayacağı sanılmaktadır.
Ehliyet Bihakkın Tahliyeden (Cezanın Tamamen İnfazından) Sonra Alınır ve İnfaz Süresi Bihakkın Tahliyesinden Sonra Başlaması
Çoğu denetimli serbestlik kurumlarında kabul edilen yöntemdir. Çünkü kişinin ehliyetinin alındığında infaz süresinin de başlaması gerektiği düşüncesi hakimdir. İnfaz süreci tamamen cezanın çekilmesinden sonra başlayacağı için de ehliyetinin geri alınması süreci de o zamana ertelenmelidir. Yargıtayın ve bakanlığın bu hususta kararlar verdiği bilgisi yönünde birçok belgelerin olduğunu duymaktayız. Kişi hapisteyken ehliyetin alınması pek bir şey ifade etmeyecektir. Zaten kişi hapisteyken araç kullanamayacak ancak hapisten şartlı salıverildikten sonra ehliyetinin olması kişinin araç kullanabileceği fikrini oluşturması da bir handikap olabilir. Kişi nasılsa infaz süresi başlamadı araç kullanabilirim diyerek istediği gibi istediği zamanda aracını kullanabilmesi de kararın infazının tam istenildiği gibi olmadığı düşüncesini akla getirmektedir. Bu son uygulama şekli modern ve hukuki bir yöntemdir. Ancak kendi içinde de bazı soru işaretlerini barındırdığı da aşikardır.
Hukukta iki infaz bir arada olamayacağı aşikardır. Yani kişi hem hırsızlık suçunu hem de aynı anda yaralama suçunu infaz edemez. Bu yasalarımıza aykırıdır. Bu infaz yönteminde de şöyle bir fikir vardır. Kişi hem hapis hem de ehliyetten dolayı aynı anda cezasını infaz etmesin. İkisini aynı anda infaz etmesi modern hukukta da uygun değildir. İlk madde başlığımız arasında olan "Ehliyetin Hemen Alınması ve İnfaz Süresinin Ehliyetin Alındığında Başlaması" hususu da yoğun eleştiriler almıştır.
Bizce olması gereken ehliyet belgesi diye bir belgenin artık kullanılmaması. Herkesin yüz tanıma sistemi, plaka tanıma sistemi, iris tanıma sistemi, parmak izi veya ses tanıma sistemi ile kişinin sistem üzerinden takip edilmesidir. Öyle bir durumda sürücü belgesinin geri alma süreci ile ilgili problemler ortadan kalkacaktır. Çünkü kişiden alınması gereken herhangi bir belgeye ihtiyaç duyulmayacaktır. Sadece sisteme "infaz süreci ne zaman başlaması gerekiyor" ise o girilecektir. Böylece hükümlünün infazı kolay bir şekilde yerine getirilecektir. Ancak bu söylediğimiz yönteme geçilmesi teknoloji-hukuk açısından düşünüldüğünde sanırım biraz zaman alacak gibi görünüyor.
Değerli yorumlarınızı bekliyoruz:)